Son günlerde dünya gündeminde sıkça yer bulan İsrail-Hamas çatışmalarında, İsrail tarafından 'Hamas tüneli' olarak tanımlanan yapıların aslında su tahliye hendeği olduğu ortaya çıktı. Bu durum, meydana gelen tartışmaları daha da derinleştirirken, bölgedeki jeopolitik dengeleri de sorgulanır hale getirdi. Çatışmanın doğası gereği, her iki tarafın da kullandığı kelimelerin ve kavramların savaşın psikolojik boyutuyla doğrudan ilişkili olduğu gözlemleniyor. Ancak, bazı iddiaların gerçeği yansıtmadığı, bu örnekle bir kez daha ortaya konmuş oldu.
İsrail, yıllardır Hamas'ı terör örgütü olarak tanımlamakta ve Gaza Şeridi'nde faaliyet gösteren grupların tünel kazma eylemlerini sıklıkla gündeme getirerek dünya kamuoyunda bu durumu bir tehdit olarak sunmaya çalışmıştır. Son olarak, uluslararası medyada yer alan haberlerde, İsrail’in bombaladığı bazı yapıların gerçekte su tahliye hendekleri olduğunun belgelenmesi, bu iddiaların geçerliliğini sorgulamakta. Hamas, bölgedeki altyapılarını koruma altına almak ve su yollarını düzenli bir şekilde yönetmek amacıyla yıllardır tünel sistemleri inşa etmekteydi. Ancak, bu tünellerin amacı iddiaların aksine yalnızca askeri bir strateji değil, aynı zamanda sivil altyapının sürdürülebilirliğiydi.
Su tahliye hendeği, doğal sel, yağmur suyu birikintileri ve diğer su kaynaklarının kontrol altında tutulmasını sağlamak amacıyla inşa edilen yapısal bir çözümdür. Gazze’nin coğrafi yapısı itibarıyla bu tür yapılar son derece önemli bir yer tutar. Tarım arazilerinin irrasyonel sulaması ve su baskınlarının önlenmesinde su tahliye sistemleri hayati rol oynamaktadır. Uzmanlar, bu hendeklerin yerel halk için bir yaşam kaynağı olduğunu belirtirken, çatışmalar sırasında bu yapının tünel olarak nitelendirilmesi, sivil halkı daha da zor durumda bırakmaktadır.
Sonuç olarak, İsrail'in 'Hamas tüneli' iddiaları, esasen su tahliye sistemlerinin yanlış anlaşılarak ve terörist faaliyetlerle ilişkilendirilmesi sonucunda ortaya çıkan bir yanlış anlamadır. Bu tür durumlar, çatışmanın etkilerini daha da derinleştirip, insanları daha fazla mağdur etmekte. Dünya genelinde bu konunun tartışılması, hem insanların gerçek durumu anlaması hem de adaletin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır.