Diyarbakır, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dolu bir şehir olmasının yanı sıra, sahip olduğu yapılar ve bu yapılarla ilgili ortaya atılan iddialarla da sık sık gündeme gelmektedir. Bu sefer, şehirdeki Saint George Kilisesi üzerine yapılan hamam iddialarını çürüten önemli bir kitabe bulundu. Tarih araştırmacılarına ve sanata ilgi duyan halka büyük bir heyecan yaşatan bu buluş, kilisenin aslında nasıl bir işlevi olduğunu ve bu yapının geçmişinin ne kadar derin olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Saint George Kilisesi, Diyarbakır'ın en eski yapılarından biri olarak bilinir ve Hristiyanlığın önemli simgelerinden birini temsil etmektedir. 5. yüzyıla kadar uzandığı tahmin edilen kilise, bölgedeki Hristiyan toplulukları için büyük bir ibadet yeri olmuştur. Zamanla farklı kültürlerin etkisi altında kalarak çeşitli restorasyon çalışmaları geçiren yapı, mimari özellikleriyle dikkat çekmektedir. Ancak, son yıllarda sosyal medya ve bazı araştırmalar vasıtasıyla ortaya çıkan hamam iddiaları, kilisenin tarihsel önemine ve gerçekliğine gölge düşürmeye çalıştı.
Arkeologlar ve tarihçiler tarafından gerçekleştirilen son kazılarda ortaya çıkan kitabe, Saint George Kilisesi'nin ne olduğu konusunda kesin bir bilgi sunmaktadır. İddialara göre, kilisenin yapıldığı dönemde bir hamam olarak kullanıldığına dair çeşitli belgeler mevcuttu. Ancak bu yeni kitabe, kilisenin sadece ibadet için tasarlandığını ve asla hamam olarak kullanılmadığını kanıtlıyor. Kitabe, Latince yazılmış ve iyi korunmuş yapısıyla dikkat çekmektedir. Bu metin, Hristiyan inancının izlerini taşıyan sembollerle dolu olması açısından da oldukça anlamlıdır.
Kazı çalışmalarına katılan tarihçiler, bulunan kitabenin sadece bir belge olmanın ötesinde, Diyarbakır’ın dini ve tarihi geçmişine ışık tuttuğunu vurguladı. “Bu buluş, bölgedeki Hristiyan mirasının ne kadar kıymetli olduğunu gözler önüne seriyor. Aynı zamanda, geçmişteki yanlış anlamaların da düzeltilmesi açısından önemli bir adım” şeklinde değerlendirmelerde bulundular.
Diyarbakır'daki Saint George Kilisesi'nin tarihsel önemi bakımından bu kitabın ortaya çıkması, sadece kilise için değil, aynı zamanda bölgenin tarihi misyonu açısından da büyük bir adım olarak kaydedilmektedir. Kentte bulunan çeşitli yapılarla birlikte, Hristiyanlık tarihine dair derin bir anlayış oluşturulmasında büyük bir katkı sağlamaktadır. Diyarbakır’ın kültürel mirasının korunması ve bu tür değerlerin gün yüzüne çıkarılması, hem yerel halk hem de ziyaretçiler açısından önemli bir gelişmedir.
Bu buluş, bölgede gerçekleştirilen arkeolojik çalışmaların önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Geçtiğimiz yıllarda yapılan kazılar sadece bir kilisenin geçmişine değil, bu yapının çevresindeki diğer dini ve kültürel yapılarla olan bağlantısını da ortaya koyma amacı gütmektedir. Arkeolojik alanların korunması, bu tür değerli belgelerin gün yüzüne çıkarılması ve tarihimizin geleceğe taşınması açısından kritik bir rol oynamaktadır.
Sonuç olarak, Diyarbakır'daki Saint George Kilisesi'nin hiçbir zaman hamam olarak kullanılmadığını ispatlayan bu tarihi kitabe, hem yerel halk hem de tarih meraklıları için önemli bir keşif olmuştur. Buluşun getirdiği bilgiler, sadece kilisenin geçmişine ışık tutmakla kalmayacak, aynı zamanda bölgedeki tarihi ve kültürel mirasın korunmasına yönelik yeni bir farkındalık oluşturacaktır. Tarihimize sahip çıkmak ve geçmişteki yanlışları düzeltmek adına bu tür çalışmaların önemi bir kat daha artmaktadır.