Türkiye’nin kalbinde yer alan Bilecik, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çeken bir şehir. Şehrin en önemli geleneklerinden biri olan Ramazan topu geleneği ise, 30 yıldır bir kişinin özverili çabaları sayesinde yaşatılıyor. Her Ramazan ayında, iftar vaktinin habercisi olarak patlatılan toplar, hem yerli halkın hem de ziyaretçilerin büyük bir merakla beklediği anlar arasında yer alıyor. İşte, Bilecik’te bu geleneği sürdüren ve aynı zamanda herhangi bir ücret talep etmeyen o gönüllü: Hüseyin Yılmaz.
Ramazan ayı, İslam dünyasında önemli bir yere sahip. Bu ayda özellikle toplumlar arasındaki dayanışma ve yardımlaşma duygusu ön plana çıkar. Her akşam iftar vaktinin yaklaşmasıyla birlikte, birçok şehirde Ramazan topu atma geleneği devam ediyor. Bu gelenek, toplumların kültürel bütünlüğünü sağlarken, aynı zamanda insanları bir araya getiriyor. Bilecik’te ise, Hüseyin Yılmaz’ın 30 yıl boyunca sürdürdüğü bu gelenek, şehir için adeta bir simge haline geldi. Atılan toplar, yalnızca iftar saatinin geldiğini duyurmakla kalmıyor, aynı zamanda insanların bir araya gelip paylaşımda bulunmalarını da sağlıyor.
Hüseyin Yılmaz, 1993 yılından bu yana Bilecik’te Ramazan topu geleneğini sürdürüyor. Yarattığı atmosferle yalnızca bir aktivite sunmayan, aynı zamanda halkın bir arada olmasına vesile olan Yılmaz, Ramazan ayının manevi atmosferini artırmak için her yıl büyük bir hevesle çalışıyor. Hiçbir maddi karşılık beklemeden bu geleneği yaşatmaya adamıştır kendini. Yılmaz, bu yıllar boyunca sadece topları patlatmakla kalmayıp, halkın iftar saatini sabırsızlıkla beklemesini sağlayan bir nevi eğitici bir rol üstlenmiştir.
Bilecik halkının iftar öncesi coşkulu bekleyişleri, Hüseyin Yılmaz’ın sabahları erkenden hazırlanıp topu avluya koymasıyla başlıyor. Herkes bir araya geliyor ve bu döngü içinde, toplum bireyleri arasında bir bağ oluşuyor. Eski bayramların ruhunu yaşatan bu gelenek, Hüseyin Yılmaz’ın özverili çabalarıyla her yıl yeniden hayat buluyor. Yılmaz, bu yıl içinde yeni bir atış sistemi geliştirdiğini ve bu sayede daha fazla insanı ibret almak ve keyif almak için davet ettiğini belirtiyor.
Yılmaz’ın bu çalışmaları, Bilecik dışında da ilgi topladı. Diğer şehirler de Ramazan topu geleneğini yeniden hayata geçirebilmek adına Yılmaz’dan yardım istemeye başladı. Herkes, onun samimiyetini ve bu işe duyduğu tutkuyu görüyor, bu da onu Bilecik’in sembolü haline getiriyor. Ramazan ayının manevi atmosferinde toplara ek olarak, Hüseyin Yılmaz’ın şehre kattığı değerli deneyimler, yeni nesillere aktarılarak kültürel olarak zengin bir miras bırakma amacını taşıyor.
Bilecik halkı ise Hüseyin Yılmaz’ı yalnız bırakmıyor. Her Ramazan ayında, insanlar onun etrafında toplanıyor, topların patlamasını karşılamak için sevinçle bekliyor. Aynı zamanda, bu geleneğin kültürel bir miras olduğunu kavrayarak, yeni nesillere bu geleneğin önemini aktarıyor. Dolayısıyla, Hüseyin Yılmaz ile birlikte Ramazan topu geleneği, sadece birkaç patlayan topla sınırlı kalmıyor, çok daha geniş bir anlam taşıyor.
Sonuç olarak, 30 yıldır Bilecik’te Ramazan topu geleneğini sürdüren Hüseyin Yılmaz, yaşlanmanın ve zamanın getirdiği zorluklara rağmen bu geleneği yaşatmaya devam ediyor. Bu özverili birey, yalnızca bir geleneği devam ettirmekle kalmıyor, aynı zamanda toplulukları bir araya getirerek kültürel mirasın taşınmasına katkıda bulunuyor. Bilecik’in bu renkli geleneği, Yılmaz’ın yıllarca süren özverili çabalarıyla daha da anlam kazanıyor. Ramazan aylarında yaşanan bu coşku ve dayanışma, zaman içinde daha güçlü bir yapı oluşturuyor ve yeni nesillerin kaynaşmasını sağlıyor.